IF! Concent is king, context is god
Tanrıya hizmet eden krallar!


"Daha fazla içerik" tuzağından kurtulun ve "doğru etkiyi" yaratarak markanızı nasıl inşa edeceğinizi öğrenin.
Dijital pazarlama dünyasında 20 yılı aşkın süredir bir duvar yazısı var: "Content is King" (İçerik Kraldır). Bill Gates'in 1996'daki o meşhur makalesinden bu yana, ajanslardan CEO'lara kadar herkes bu mottoya neredeyse dini bir bağlılıkla sarıldı.
Bu bağlılık, günümüzde markaları bitmek bilmeyen bir "içerik fabrikasına" dönüştürdü.
Daha fazla blog yazısı. Daha fazla sosyal medya postu. Daha fazla video...
Peki, bu kadar çok "kral" varken, neden çoğu marka hâlâ "gürültüden" ibaret?
Belki de temel sorun yaklaşımdadır!
Soru şu: Content is King mottosu özellikle marka ve kurumlar için yeterli mi?
"İçeriğe" gereğinden fazla odaklanmak, anlık bir geri dönüş sağlayabilir. İyi bir içerik bir "havai fişek" gibi patlar, anlık bir ilgi çeker ve saniyeler sonra karanlığa gömülür.
Kurumların ihtiyacı ise sürdürülebilir bir itibardır; bir "deniz feneridir".
Daha net bir ifadeyle şöyle belirtilebilir:
If content is king, context is god. (Eğer içerik kralsa, bağlam tanrıdır.)
Kral neden yetersiz? "Content is King" efsanesi
"İçerik Kraldır" felsefesi, markaları kör bir üretim yarışına soktu. Bu yarış, "içerik bolluğu" ve "dikkat kıtlığı" dediğimiz günümüz cehennemini yarattı.
Markalar, "bağlamı" (context) göz ardı ederek ürettikleri "en kaliteli" içeriğin bile neden başarısız olduğunu soruyor:
Milyon dolarlık bütçeyle çekilmiş bir reklam filmi (harika içerik), alakasız bir hedef kitlenin (yanlış bağlam) karşısına çıktığında sadece bir "reklam atla" butonudur.
Nobel ödüllü bir yazarın makalesi (harika içerik), TikTok akışında (yanlış bağlam) 1 saniye bile durdurmaz.
Ürününüzün tüm teknik detaylarını anlatan bir blog yazısı (harika içerik), henüz "sorununun" farkında olmayan bir müşteriye (yanlış bağlam) hiçbir şey ifade etmez.
İçerik, tek başına bir "değer" değildir. İçerik, potansiyel bir değerdir. Onun kilidini açan anahtar ise "bağlam"dır.
"Kral" (içerik), "Tanrı"nın (bağlam) izni ve evreni olmadan hiçbir şeydir.
Tanrı neden haklı? "Context is God" gerçeği
Markanın ihtiyacı "anlık parlamalar" değil, potansiyel müşterinin zihninde güvenilir, yol gösteren, sabit bir "deniz feneri" olmaktır.
İşte bu "deniz fenerini" inşa eden şey "bağlam"dır.
Peki, "Bağlam" (Context) dediğimiz bu "Tanrı" nedir?
Bağlam; içeriğinizi çevreleyen KİM, NEREDE, NE ZAMAN ve NEDEN sorularının bütünüdür.
Kime? (Hedef kitle ve persona): Bu içerik kimin için üretiliyor? Yanıt, "25-45 yaş arası kadınlar" gibi yüzeysel bir veri olmamalı. Hedef kitlenin gerçek sorunları, korkuları, umutları ve kullandığı jargon nedir?
Nerede? (Platform): O kişiyle nerede karşılaşılacak? LinkedIn'de profesyonel bir zihin yapısıyla gezen kullanıcı ile otobüste can sıkıntısından Instagram'a bakan kullanıcı "aynı kişi" mi?. Hatta, aynı kişi olsa bile aynı lişi mi?! Platform, zihniyetin (mindset) kendisidir.
Ne Zaman? (Müşteri yolculuğu): Kullanıcı, markayla olan ilişkisinin neresinde? Henüz bir sorunu olduğunun farkında değil mi (Farkındalık)? Aktif olarak çözüm mü arıyor (Değerlendirme)? Yoksa satın almaya hazır mı (Karar)? Farkındalık aşamasındaki birine "Hemen Satın Al" demek (içeriği yanlış bağlamda sunmak), onu sadece kaçırır.
Neden? (Kullanıcı Niyeti): Kullanıcının o anki asıl motivasyonu nedir? Sadece bilgi mi arıyor, yoksa bir sorununu çözmeye mi çalışıyor?
Bağlam, içeriğinizi "gürültüden" alıp "anlamlı bir sinyale" dönüştüren yegâne güçtür.
Kral, tanrıya nasıl hizmet eder? (Strateji)
Bu yaklaşım, elbette "içerik üretmeyi bırakın" anlamına gelmiyor.
Bu felsefe, "Bağlam stratejiniz olmadan tek bir kelime bile yazmayın" diyor.
İçerik (kral), Bağlam'a (tanrıya) hizmet ettiğinde, yani doğru stratejiyle sunulduğunda bir anlam kazanır. Kral, ancak tanrının ona verdiği misyonu yerine getirdiğinde güçlüdür.
Şöyle özetleyelim:
İçerik, ne söylediğinizdir.
Bağlam ise, insanların bunu neden umursaması gerektiğidir.
Pazarlama dünyası artık daha fazla "krala" (içeriğe) ihtiyaç duymuyor. Dünyanın, bu kralları hizaya sokacak, onlara anlam ve amaç verecek daha fazla "bağlama" (stratejiye) ihtiyacı var.
Bu yüzden, "içerik fabrikanızı" durdurun ve "bağlam stratejinizi" kurmaya başlayın. Gürültü üretmeyi bırakın, "anlam" yaratın.

